Ben Seni Sevdikce Varım!
Hep ertelenen bir an, hiç yaşanmamaya mahkumdur.
Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacaktır.
Mevsimleri sayarsak, ömür baharsız tükenir gider.
Sevdiğinizi bulmak ya da bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda...
Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde, sebepsiz mi coşkun bir denizde maviye hasretliğimiz?
Ufukta görünen o ki, mutluluk tek kişiliktir aslında.
Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun.
Aşkın da sevdiğin kadar büyüktür, sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.
Hasretle beklenen gelmez hiçbir zaman, o hasreti yalnız tüketirsin.
Karşılık bulmuyorsa sevda, umut değil, kendini hükümdar sanan köleler üretir, dönemezsin.
Ama boşa geçmemiştir dolan vakit. Heba olan şiirlerin de değildir.
Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler, sırdaşlığını hiç terk etmez.
Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar, o gül solarken.
Ayrılanlar yıllar geçse de üstünden, hep aynı acıyı çeker.
Ama yollar hiç bitmez. Sonuna geldiğin, zannettiğin yerler birer duraktır aslında.
Ve sen yolculuğunu gönüllü olarak bitirmişsindir o durakta.
Güneş hep geç kalırmış gibi gelir, sen bir havada mevsimlecaktır belki.
Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi, yüreğini teselli etmek de sana düşer.
Her şeye rağmen ürkütmesin seni bu sevdanın ateşi.
Her yangın önce başladığı yeri yakar.
Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde, yıllar geçse de senin adın yazar.
Ve bil ki sevdiğim, uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever, seni sevdikçe yaşar.